İnsanlar ve Yönetim
Yerel yönetim birimleri halka en yakın yönetim birimleridir.
Belli nüfusun üzerinde (2000) olan yerleşim yerlerinde devlet kuruluşlarının
yanı sıra yerel yönetim birimleri de vardır.
Yerel yönetimler, ulusal sınırlar içerisindeki
değişik büyüklüklerdeki topluluklarda yaşayan insanların, ortak ve yerel
nitelikteki gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulan ve hukuk düzeni
içerisinde oluşturulmuş olan anayasal kuruluşlardır.
Anayasada tanımlanmış olan yerel yönetim kapsamında;
•
il Özel idareleri,
•
Belediyeler,
•
Köy idareleri yer alır.
il Genel Meclisleri, Belediye Meclisi, Belediye Başkanı, Köy
ihtiyar Meclisi ve Köy
Muhtarı seçimle göreve gelmektedir. Valiler ise atama ile göreve gelirler.
Muhtarı seçimle göreve gelmektedir. Valiler ise atama ile göreve gelirler.
Belirli ve sınırlı görevleri yerine getirmekle yükümlü olan
tüzel kişiliktir. il özel idarelerinin seçilmiş organı il genel meclisidir.
İl Genel Meclisi: Valinin başkanlığında görev
yaparlar. Halk tarafından seçilirler.
Belediye, nüfusu iki bini aşan yerleşim yerlerinde
yaşayanların ortak gereksinimlerini karşılamakla görevli, kamu tüzel kişiliğine
sahip ve karar organları halk tarafından oluşturulmuş yerel yönetim
birimleridir.
Birden çok merkez ilçesi bulunan illerde bir tane büyükşehir
belediyesi, ilin her merkez ilçesinde de ayrı ayrı ilçe belediyeleri
bulunmaktadır.
Belediye Meclisi: Belediyenin üst düzey karar
organıdır. Halk tarafından beş yılda bir seçilirler. Belediye başkanı başkanlık
eder. Belediye meclisi, yılda üç defa toplanarak acil ve önemli kararları alır.
İl Genel Meclisleri,
Belediye Meclisi, Belediye Başkanı, Köy ihtiyar Meclisi ve KöyMuhtarı seçimle
göreve gelmektedir. Valiler ise atama ile göreve gelirler.
Belediye Encümeni: Üyelerin bir kısmı belediyenin
hizmet bölümünün yöneticilerinden (personel, hukuk, mimar) bir kısmı ise
belediye meclisinin kendi içinden seçtiği üyelerden oluşur. Encümen, belediye
meclisi toplantıda bulunmadığı zaman onun görevlerini yerine getirir. Ayrıca,
yeni parklar, yolların yapımı için tasarılar hazırlar. Belediye hizmetleri
karşılığında alınacak ücretleri belirler, meclis kararına sunulmak üzere bütçe
ve hesapları inceler.
Belediye Başkanı: Belediye tüzel kişiliğinin
temsilcisi ve yürütme organıdır. Temel görevi, belediye meclisi ve encümeninin
kararları doğrultusunda belediye hizmetlerinin gerekli şekilde yürütülmesini
sağlamaktır. 5 yıl süre için seçilir.
•
Belediyeye ait taşınmaz malların kira gelirleri
•
Ulaşım hizmetlerinden elde edilen gelirler
•
Belediyeler tarafından toplanan vergiler
•
Bağış ve yardımlar
•
inşaat ve iş yeri ruhsat gelirleri
Belediyenin
Görevleri
|
|
|
• Sağlık hizmetleri yapmak
|
• Yiyecek ve içecek satılan
|
|
• Şehrin temizliğini sağlamak
|
yerleri denetlemek
|
|
• Arsa üretmek
|
• Resmî nikâh işlemlerini yapmak
|
|
• Sosyal yardım yapmak
|
• Park ve oyun bahçeleri yapmak
|
|
• Şehir içinde yol ve kaldırım yapmak
|
• Yeşil alanları korumak ve yenilemek
|
|
• Konut üretmek
|
• inşaat ruhsatları vermek
|
|
• itfaiye teşkilatı kurmak
|
• Kanalizasyonlar yapmak
|
|
• Alt yapı çalışmaları yapmak
|
• Kültürel ve sportif tesis yapmak
|
|
• Kültür hizmetleri sağlamak
|
• Yerleşim yerinin elektrik, su, doğal gaz ihtiyacını
karşılamak
|
|
• Şehir içi ulaşım hizmetlerini sağlamak
|
|
|
• Esnafı denetlemek
|
|
İhtiyar Meclisi: Belediye encümeni gibi iki tür
üyeden oluşur. Üyelerin bir kısmı "seçilenler," bir kısmı da
"doğal" üyelerdir. Seçilenler, beş yıl süre için köy derneği
tarafından seçilirler. Doğal üyeler, köy öğretmeni gibi üyelerdir. ihtiyar meclisinin
görevleri köy kanununda belirtilmiştir. Buna göre köy ihtiyar heyeti, köy
illerini sıraya koyar, imece ve salmaya karar verir, köy muhtarının
harcamalarını denetler. Köy bütçesini kabul eder.
Muhtar: Görev süresi beş yıldır, ihtiyar heyeti ile
köyün işlerini yürütür. Aynı zamanda muhtar, genel yönetimin temsilcisi
sıfatıyla da yasaları ve hükümet emirlerini halka duyurur. Köy içinde dirlik ve
düzeni sağlar. Köyde genel yönetimle ilgili işlerin uygulanmasına yardımcı
olur.
•
Cadde, sokak ve meydan levhalarını zaman zaman
kontrol ederek eksik veya bozulmuş olanları belediyeye bildirmek
•
Sandık seçim listelerinin ve askerlik çağına
girmiş olanların kimlik çizelgelerinin askıya çıkarmak, ilan etmek
•
Mahallede oturan vatandaşlar için gerekli
ilmühaber düzenlemek
•
Nüfus cüzdanını kaybeden, yenisini çıkarmak
isteyenlere gerekli olan belgeleri düzenlemek.
Yerel
Yönetimler, Kamuoyu
Kamuoyu, herhangi bir konu ya daolayla ilgili halkın
düşüncesi, görüşüdür.insanlar, yasalar çerçevesindedüşüncelerini ve görüşlerini
özgürcesöyleme hakkına sahiplerdir.Halk, seçtiği yöneticininçalışmalarından,
hizmetindenmemnuniyetini ya da mennuniyetsizliğiniaçıklayabilir. Yönetimden
başka hizmetleristeyebilir. Halk seçtiği yöneticiyideğiştirebilir.
Mustafa Kemal'in Anadolu'da toplanmasını istemesine karşın,
12 Ocak 1920'de istanbul'da toplanan meclis, Erzurum ve Sivas kongrelerinin
esaslarını Misakımillî ilkesi doğrultusunda kabul ve ilan etmiştir.
16 Mart 1920'de İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından
fiilen işgal edilmesi üzerine meclis dağılmış ve milletvekillerinin bir kısmı
ingilizler tarafından tutuklanmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal, valiliklere
ve kolordu komutanlıklarına talimat vererek, Ankara'da toplanacak pek çok
yetkiye sahip bir meclise yeni temsilciler seçmelerini bildirmiştir.
Bu çağrının sonucunda 23 Nisan 1920'de yurdun her
bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara'da Büyük Millet Meclisi açıldı.
Mustafa Kemal, millet iradesini ve egemenliğini temsil eden bu meclise başkan
seçilerek, artık Türk bağımsızlık mücadelesinin her bakımdan, askerî, siyasi ve
sosyal lideri olmuştur. Egemenliğin padişaha, bir sınıf veya zümreye değil,
Türk milletine ait olduğugerçeğini devlet hayatımıza kazandıran Atatürk'tür.
Artık Türk milletinin iradesi, kararları ve sesi, onun
yegane temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi aracılığıyla bütün dünyaya
duyurulmuş olmaktaydı. Büyük Millet Meclisi ile Türk milleti, varlığını ve
kaderi üzerindeki hakimiyetini resmen ilan etmiştir.
Millî Mücadele, Türk ulusunun bağımsızlığına olan
düşkünlüğünün ve zafere duyduğu sarsılmaz inancın tam desteğiyle, Birinci
meclisin önderliğinde kazanılmıştır.
20 Ocak 1921 tarihinde hazırlanan ilk anayasamızda da,
hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu ilkesi esas kabul edilmiştir.
Halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesi en tabi hakkıdır. Kanun yapmak ve
yürütmek yetkileri, milletimizi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinde
toplanmış ve buradan tecelli etmiştir. 1921 Anayasası ile Amasya Genelgesi'nden
itibaren gelen ve yerleşen maneviyat ve kanaat, resmî bir nitelik kazanmış ve
bu anayasa metni ile artık hukukî hüvviyete bürünmüştür.
Anayasamızın "Egemenlik" başlıklı 6. maddesi aynen
şöyle demektedir: "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti
egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle
kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya
sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir
devlet yetkisi kullanamaz."
Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da
grup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme
gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir.
Önemli olan, millî egemenlik fikrinin genç nesillerce,
ruhunda ve anlamında gönülden benimsenmesi ve onu yaşatmasıdır.
Millî egemenliğin en kısa tanımı şudur; Egemenliğin tam
meşru kaynağı ve sahibi millettir. Millet iradesi, fertlerin iradelerinin
bir araya gelmesinden ve kaynaşmasından oluşmaktadır. Millî egemenlik, milletin
bölünmez iradesini temsil eder.
Atatürk'e göre, toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek
eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam
ve kesin manasıyla millî egemenliğin kurulmuş olmasına bağlıdır. Bundan dolayı
hürriyetin de eşitliğin de adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir.
Atatürk, "Türk'üm" diyen her insanın vatan
toprakları üstünde ayrıcalıksız ve kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini
özellikle vurgulamıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız ulusun olacaktır!ilkesi
doğrultusunda hiçbir güç, hiçbir iç ve dış kuvvet bu hakkı ulusun elinden
alamaz. Ulusumuz, en kutsal varlığı olan bağımsızlığını, gerektiğinde canı
pahasına korumuştur ve her zaman da koruyacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder